30 Ağustos 2018 Perşembe

Felsefe Günlükleri IV - İmren Tüzün



Felsefe  Günlükleri IV                                                                       

Yine felsefe derslerine çalıştığım günler. Siyaset Felsefesi II dersi kapsamında, ulus-devlet, küreselleşme gibi odaklanmış konular.

Ulus devletin Hitler sonrası Avrupa’da geçirdiği süreç, nasıl homojen yapıdan sosyal devlete evrildiğini, homojen yapıda kalmakta direnen devletlerin küreselleşmeye ayak uyduramayacakları dile getiriliyor. Küreselleşme ise ulus devletin küçüldüğü uluslararası şirketlerin daha çok söz sahibi olduğu, dünyayı tek elden yönetme arzusu ve isteği olarak adlandırılıyor.

Aslında, facebook, twitter gibi sosyal medya platformlarının da küreselleşmenin bir parçası olduğunu düşünebiliriz. Marksist ve sosyalistler de küreselleşmeyi, yeni emperyalizm veya yeni sömürgecilik düzeni olarak görüyorlarmış.

Tek bir kültürün(özünde Amerikan kültürünün) tüm dünyaya yayılması, “McWorld Globalization”, ağırlığı, batılı şirketlerin elinde bulunan medya, film endüstrisi, eğlence, yaşam stili, kültürel meta, moda yaratımı aracılığıyla ulusal kültürlerin hızla batılılaşması söz konusudur.

“Küresel kültür, yerel değerleri, gelenekleri, kültür ve inançları silikleştirmede dünyanın tek tipleştirilmesi tehlikesini ortaya çıkarmaktadır.”

Ders çalışmak, hiç bu bahar sonu dönemi kadar ağır gelmemişti. Sıcaklar bastırdı, insan zihnini toparlayamıyor.

Bir yanda bulaşıklar, bir yanda çamaşırlar, ev işleri her şeyin benim ilgime muhtaç olduğu bir ortamda ne kadar başarılı olabilirim? Yine de çırpınıyorum.

Ahmet’in mezarını yaptırmak sinirlerimi alt üst etti, bunu bekliyordum sanırım, fakat bu kadar değil. Derslerden sonra daha da bunalıma sokabilir beni, dikkatli olmam lazım.  Ahmet, daha önce yaşıyor gibiydi, mezar taşı bir soğukluk katacak hissi uyandırıyordu bende.

Şimdi, küreselleşmeyi bir an önce çalışmalıyım.

İmren Tüzün

Antalya, 02 Haziran 2016

Copyright ©  İmren  Tüzün

Bütün hakları saklıdır / All rights reserved