4 Mayıs 2016 Çarşamba

The Dream of a Babyhood Photograph by İmren Tüzün







The Dream of a Babyhood Photograph

            To my Mother and Father...

Again breed me mom
But not in the kitchen

Let you have a photograph
Of puerperium
With a red sashed
And mine
With goofy eyed babyhood
My tall, curly haired handsome father
Is right beside us
At home
Over your iron bedstead

Truly, has my father ever hug me,
Has he kissed me
In my babyhood
I can remember his beautiul toys
In my chilhood,
But I can never remember his kissing me

Don’t worry Mom,
Ahmet has kissed
And caressed me enough
You know, he was loving to kiss
And to make himself kissed

You didn’t be happy too
Our experiences are same
I have fallen victim to the wrath
Of big family, Mom


I have never been ashamed
Because of your being my mom
And my father’s being my father

I have taken my share
From the same pains
Which you had suffered from

Dad, I can understand you
Better nowadays
The loneliness you had fallen in
After losing my Mom
That is a different kind of loneliness
And solitude
Because we became
Stonyhearted to you
Nevertheless forgive us
We didn’t want to put someone
Into my mom’s shoes

You were two different emotion humans
Mom, you were a fairy godmother
Father, you were a contrarian to the utmost
Mom, you were always making effort
To fit into society
You couldn’t be considered wrongous
With this stance
Men can be contrary
But the women pay
Heavier price for being contrary
On this land
Maybe on the whole earth.


Father, you went and made us feel
That there were distant places,
Towns and cities.
You carried the modernity
To our home from the cities
Nowadays, I am so glad because of this
Even its price was the pain of your absence

Mom, if you didn’t exist
If your reading desire
Your telling ability didn’t exist
If your tales didn’t exist
We would get lost
You prevented feeling
The absence of my father for us
With the tales you told

Helping the humans
Protecting the poor ones
Not despising them
Were your biggest virtue
You were only attitudinising
The despising ones
I say how beautiful
You didn’t instill us
The emotions like racism, nationalism
You drank from the same water
With Santa Claus, probably
Your being freethinker was
Coming from here

You were the free spirited children
Of Lycia, that “Luminary Country”
Which had been plundered
But had not submitted
The freedom and independence love
Must be enured to me from you

As for me
My heart is still like born yesterday
Which couldn’t learn the double dealing
Which failed the class in human relations
I an human struggling on being herself
On resisting against the degeneration
Putting up a fight against the life
Who had taken her noble values
From her mother and father

Imren Tuzun
Antalya, 2013

Translated by Serkan Engin



© All rights reserved

---
Bir Bebeklik Fotoğrafı Hayali

                                                     Annem ve Babama...

Bir daha doğur beni anne
Mutfakta değil ama


Senin kırmızı kurdelalı lohusalık
Benim de şaşkın bakışlı bebek
Fotoğrafımız olsun
Kıvırcık saçlı, uzun boylu
Yakışıklı babam da yanı başımızda
Bizim evde
Demir karyolanızın üzerinde

Sahi beni hiç kucakladı mı
Öptü mü  babam
Bebekliğimde 
Çocukluğumda güzel hediyelerini
Hatırlıyorum da
Beni öptüğünü hiç

Merak etme Anne
Ahmet beni yeterince
Öpüp, okşadı
Bilirsin severdi öpmeyi
Ve öptürmeyi

Senin de yüzün gülmedi
Tecrübelerimiz aynı
Büyük ailenin gazabına
Ben de uğradım Anne

Utanmadım hiç
Senin annem, babamın
Babam olmasından

Siz hangi acıları yaşadıysanız
Ben de nasibimi aldım
Aynı acılardan

Baba, seni şimdilerde
Daha iyi anlıyorum
Annemi kaybettikten sonra
İçine düştüğün yalnızlığı
Bu başka türlü bir
Yalnızlık ve tek başınalıkmış
Kalbimiz sana taş
Kesildiği için
Affet yine de bizi
Koymak istemedik
Annemin yerine başka birini

Siz iki ayrı duygu insanıydınız
Anne sen iyilik delisiydin
Baba sen alabildiğine aykırı
Anne sen topluma
Uyum sağlama çabasındaydın hep
Haksız da sayılmazdın bu duruşunla
Erkekler aykırı olabilir
Kadınlara aykırı olmanın
Bedeli daha ağır yaşatılır
Bu topraklarda
Belki de tüm yeryüzünde

Baba sen gittin ve uzak yerler
Kasabalar, şehirler olduğunu
Duyumsattın bize
Modernliği taşıdın
Şehirlerden evimize
Bedeli senin yokluğunun acısı olsa da
İyi ki gitmişsin diyorum şimdilerde.

Anne, sen olmasaydın,
Senin okuma tutkun,
Anlatma yeteneğin,
Masalların olmasaydı,
Biz kaybolur giderdik
Babamın yokluğunu
Anlattığın masallarla
Hissettirmedin bize

İnsanlara yardım etmek,
Yoksulu koruyup kollamak,
Hor görmemek
En büyük erdeminizdi
Siz yalnızca hor görenlere
Tavır koyardınız.
Ne güzel diyorum,
Irkçılık, milliyetçilik  gibi
Duyguları aşılamadınız bize
Noel Baba’yla aynı sulardan
İçtiniz, gönlünüzün
Genişliği buradan
Geliyordu belki de.

Likya’nın o talan edilmiş,
Fakat boyun eğmemiş
"Işık Ülkesi"nin
Özgür ruhlu çocuklarıydınız
Sizden sirayet etmiş olmalı bana
Özgürlük ve bağımsızlık aşkı


Bana gelince;
Yüreğim hâlâ
Dünkü çocuk gibi
İkiyüzlülüğü öğrenememiş
İnsan ilişkilerinde sınıfta kalmış
Kendisi olmak,
Yozlaşmamak için
Çabalayıp duran
hayata karşı tek başına
mücadele veren bir insanım                                                               
yüce değerlerini
anne babasından almış.

İmren Tüzün

Antalya, 2013


©Tüm Hakları Saklıdır.

Annem Ayşe  Fatma Çalışkan