24 Ağustos 2016 Çarşamba

Requiem to My Sister - Imren Tuzun



                                                To Sidika...

The day when I lost my sister
While the tears were breaking down
Nevertheless I announced
The farewell of my sister to the life
By the social media
The invention of 21. century
Aren’t we looking for blood
A bit time ago
To keep her alive
How has changed everything
In a few seconds
We couldn’t keep her alive
She has slipped through our fingers
Like a soap bubble
Maybe we couldn’t believe in enough
The miracles
Her birthday was 20 February
We have committed her to the ground
In 20 August
To the bosom of yellow heat
Neither a tree shade
Nor a grave beside her
They deemed loneliness
Proper to her
However didn’t say my mom
“You don’t deserve this place
Look for your equal in Istanbul
It seems that our imagination
Was not as big as my Mom
The realists dragged and dropped her
To the place where she put up a fight
To get out of
Like Benazir Butto
She was turned back to her homeland too
If I was strong enough
I would carve a grave for her in the rock
She would lie down side by side
With the free spirited Lycians
In the chilly nooks
My sole solace
Probably my mom and dad
Had embraced her
They loved their black daughter
They say that the body dies
The spirits are immortal
They go up to the sky
Go to the stairs of gods
I know her spirit will go around
In the skies of Istanbul
She will feel everything
With gods

Imren Tuzun

Antalya, 21 August 2016

Translated by Serkan Engin

23 Ağustos 2016 Salı

Kardeşime Ağıt - İmren Tüzün

                      
                                                            Sıdıka’ya...

Kardeşimi kaybettiğim gün
Akarken yaşlar gözlerimden
Duyurdum yine de
Kardeşimin hayata vedasını
21 yüzyılın icadı sosyal medyadan
Biraz önce kan aramıyor muyduk
Onu hayatta tutmak için
Saniyeler içinde
Nasıl da değişti her şey
Tutamadık  hayatta
Sabun köpüğü gibi
Kayıp gitti elimizden
İnanmadık belki de
Yeterince mucizelere
Doğduğu gün 20 Şubat
Toprağa verdik 20 Ağustos’ta
Sarı sıcağın bağrına
Ne bir ağaç gölgesi
Ne  de bir mezar yanı başında
Yalnızlığı reva gördüler ona
Oysa annem
Buralara layık değilsin
İstanbul’da ara dengini
Dememiş miydi
Meğer Annem kadar
Büyük değilmiş hayal gücümüz
Gerçekçiler sürükledi getirdi O’nu
Çıkmak için mücadele verdiği yere
Benazir Butto misali
O da döndürüldü aile yurduna
Gücüm yetseydi
Kayalarda mezar oyardım O’na
Özgür ruhlu Likyalılarla
Yatardı yan yana
Serin kuytuluklarda
Tek tesellim
Annem babam kucaklamıştır  onu
Severlerdi kara kızlarını
Bedenler ölür, ruhlar ölmezmiş
Göğe yükselir
Tanrılar katına çıkarmış
Biliyorum ruhu dolaşacak
İstanbul semalarında
Tanrılarla birlikte
Duyumsayacak her şeyi.

İmren Tüzün

Antalya, 21 Ağustos 2016