Felsefe Günlükleri III
Siyaset Felsefesi dersinde Platon ve Aristoteles’in insan,
toplum ve devlet düşünceleri üzerine epeyce bilgi edinme fırsatı yakaladım.
Yönetim şekillerinden, özellikle de devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği, yönetim biçimlerini kendilerine göre “doğru” ve “ bozuk” düzen olarak ayırmışlar.
Aristoteles altı
yönetim biçimi olduğunu, bunlardan üçünün bozuk diğer üçünün ise doğru yönetim
biçimi olduğunu saptamış. Buna göre; monarşi,
aristokrasi ve politeia (anayasal halk yönetimi) doğru yönetimler, tiranlık,
oligarşi ve demokrasi bozuk yönetim biçimidir.
Platon ise doğru
yönetim biçimlerini monarşi ve
aristokrasi olarak görürken, demokrasi ve tiranlığı kötü yönetim biçimleri
olarak tanımlamış.
Timokrasi : Şan,
şerefe ve şöhret düşkünü insanların
yönetti yönetim biçimi.
Oligarşi : Para sever ve zengin insanların,
zenginlik tutkusuna sahip insanların
başta bulunduğu yönetim biçimi
Eşitliği savunan insanların ve halkın oylarıyla seçilenlerin
başta bulunduğu yönetim biçimi ise demokrasi.
Tiranlık : Başta bulunan kişinin bir zorba olduğu
yönetim biçimi tiranlıktır.
Platon’a göre aristokrasiden timokrasi, timokrasiden
oligarşi, oligarşiden demokrasi, demokrasinin bozulması da tiranlığı ortaya
çıkarır.
Ortaçağ filozoflarından Augustinus
ise yeryüzü devletini şeytanın devleti olarak adlandırmış. Augustinus’a göre
iki tür devlet vardır; “yeryüzü” ve “gökyüzü” devleti . Roma İmparatorluğu
yıkılmışsa, yeryüzünde bütün devletler yıkılmaya mahkumdur. Adalet de, yeryüzü devletinden değil, gökyüzü
devletinden yani tanrının devletinden gelecektir. Gökyüzü devletinin yeryüzündeki temsilcisi
ise Kilise’dir.
Buraya kadar öğrendiklerimden çıkardığım, günümüzde yaşadığımız sorunların kaynağını
temsili demokraside yaşanan sıkıntılar
oluşturuyor. Bu sıkıntıların aşılmasında,
“Yeni Anayasa”da yapılacak bazı
değişiklikler çözüm getirebilir. Özellikle baraj sisteminin kaldırılmasının
demokrasiye nefes aldıracağını düşünüyorum.
İmren Tüzün
Antalya , 11 Aralık 2015
Copyright © İmren Tüzün All rights reserved
Copyright © İmren Tüzün All rights reserved
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder